Eskişehir Demircili Köyü’nün taşlı toprağında, güneşle büyüyen, yağmurla serpilen, yanmış ahır gübresiyle beslenen bu kabaklar, kimyasal ya da ilaç görmeden büyüdü. Sessizce, sabırla... Her biri, permakültür felsefesine uygun olarak yetiştirildi; kardeş bitkilerle aynı yuvayı paylaşarak güçlendi.
El değmeden değil, ellerin emeğiyle çapalanarak yabani otlardan korundu. Kadın üreticilerin özverisiyle sabah serinliğinde toplanan bu taptaze kabaklar, her lokmada doğal tarımın ne demek olduğunu anlatıyor.
Doğallığı koruyan üretim yaklaşımı, toprağa saygıdan doğan bu kabaklar yalnızca sağlıklı değil, aynı zamanda anlamlı. Her birinin ardında bir hikâye, bir aile sofrası ve sürdürülebilir bir tarım mücadelesi var.